NO Azotoksit (Nitrik Oksit) Ölçüm ve Analizi
Kısaca NO olarak tanımlanan azotoksit gazına azotmonoksit dendiği de olmaktadır. Bu bileşik gaz, insanlar dahil bütün memeli canlıların vücutlarında önemli bir sinyal molekülüdür. Aynı zamanda kimya sektöründe kullanılan önemli bir ara üründür. Ama daha önemlisi elektrik santralleri ve araba motorları tarafından üretilen ve hava kirliliğine neden olan bir gazdır.
İnsanların ve diğer memeli canlıların vücudu için azotoksit, biçok yararlı ve zararlı patolojik ve fizyolojik süreçte rol oynar. Uygun miktarlarda azotoksit üretilmesi, bir kısım organların zarar görmesini engellemektedir. Örneğin karaciğeri, damarların bir pıhtı veya başka bir nedenle tıkanması sonucu doku beslenmesinin bozulması gibi olası hasarlardan korumaktadır. Buna karşılık azotoksit miktarı yüksek seviyelere çıktığı zaman da doğrudan doku zehirlenmesine neden olmaktadır. Aynı şekilde dolaşım sisteminin düzgün çalışmasına zarar vermektedir. Vücutta azotoksit salınımı kronik hale gelmişse, multiple skleroz, diyabet, ülser gibi bir takım iltihaplı hastalıklara, hatta kansere yol açmaktadır.
Azotoksit, havada bulunan ozon ile kimyasal tepkimeye girebilir. Bu durumda ortaya azotdioksit (NO2) çıkar. Bu ise hava kirliliğine neden olan başlıca bileşiklerden biridir.
Azotoksitlerin atmosferde bulunmasının yüzde 50 nedeni, taşıtların egzosundan ya da sabit yakma tesislerinden kaynaklanır. Bu gazlar yükselerek atmosferde diğer gazlarla zincirleme tepkimeye girerek nitrik asit oluştururlar. Bu ise yağmurun asiditesini yükselterek yeryüzüne asit yağışları olarak iner.
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasal düzenlemeler, çalışma ortamlarında, çalışanların çeşitli kimyasal maddelere karşı maruziyetlerinin belirlenmesi çerçevesinde bir takım ölçüm, test ve analiz çalışmalarının yapılmasını gerektirmektedir. Bu kapsamda olmak üzere, faaliyet çeşidine bağlı olarak, ortamda azotoksit ölçümlerinin de yapılması gerekmektedir. Bu ölçümler yetkili test ve muayene kuruluşları tarafından yapılmaktadır. Ölçümler sırasında yürürlükte olan yasal düzenlemeler ve yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlar dikkate alınır.
Örneğin kaynak işlerinin yapıldığı işyerlerinde azotoksitler ark kaynağı sırasında oluşmaktadır. Kaynak yönteminde kullanılan koruyucu gazlar oldukça tehlikelidir. Bu gazlar, havada bulunan oksijen ve azot ile tepkimeye girer ve azotoksit ve ozon meydana getirir. Bu gazların yoğunluğu yüksek olursa ölümcül sonuçlar yaratabilir. Eğer çalışma ortamı havasında azotoksitlerin yoğunluğu 15 ppm değerinin üzerine çıkarsa bu durum çalışanların gözlerinde sulanma ve tahrişlere neden olmaktadır. Daha yüksek yoğunluklarda ise akciğerlerde ödem oluşması ve solunum yollarında büyük problemler ortaya çıkarır. Azotoksitlerin insan vücudunda yaptığı tahribatın geri dönüşü çoğu zaman imkansızdır. Genel olarak zehirlenme belirtileri, bu gazlara maruz kalındıktan sonraki üç ile otuz saat arasında ortaya çıkmaktadır. Uzun süreli maruziyet durumunda göz iltihapları, akciğerlerdeki hava keseciklerinin genişlemesi ile nefes alıp vermede sıkıntılar, dişlerde çürümeler ve ciltte sarı renk oluşumları ortaya çıkar.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca işverenler, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamaktan sorumludur. İşverenler çalışma ortamlarında risk değerlendirmesi yapmak, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik önlemleri almak, bunları denetlemek ve uygunsuzlukları gidermek zorundadırlar.