Çevre Analizleri
Teknolojiler hızlı gelişiyor, iletişim ve ulaşım olanakları gittikçe artıyor, sınırlar kalkıyor, tüm dünya küreselleşiyor ve neredeyse dünya koca bir köy haline gelmekte. Bütün insanlar ve bir mal veya hizmet üreten bütün kişi veya kuruluşlar bu hızlı gelişim, dönüşüm ve değişim sürecine ayak uydurmak zorundadır. Bütün işletmeler baş döndürücü bu süreçte ayakta kalabilmek için, yaşanan gelişmeleri kaçırmamak ve uygulamaya almak zorundadır. Aksi halde bu işletmelerin içinde bulundukları ve etkiledikleri çevre faktörleri açısından sonuçlar beklenmeyen yönlere uzanabilir.
Yasal düzenlemeler çerçevesinde, gerçek kişiler veya tüzel kişiler farkı olmaksızın bütün kişi ve kuruluşlar, ana sözleşmelerinde yazıyor olmasa bile, herhangi bir faaliyet alanı sınırlaması olmaksızın, her alanda faaliyet gösterme özgürlüğüne sahiptirler.
Aslında kurulan her işletmenin bir ömrü vardır. Burada önemli olan nokta, bu ömrün ne kadar uzun olabileceğidir. Kaliteli bir yaşam süren insanların yaşam süresi, yaşam standartları ile bağıntılı olarak ne kadar uzayabilirse, ticari işletmelerin de hayatta kalma süresi, faaliyetleri ile ilgili alanlarda ne kadar kaliteli olduğuna bağlıdır.
Ülkemizde işletmelerin ömürleri, dünya ortalamalarına bakıldığında oldukça kısadır. Ülkemizdeki en eski işletmeler 1777 yılında kurulan Hacı Bekir Lokumları ve 1860 yılında kurulan Vefa Bozacısı’dır. Dünyada ise en eski işletme inşaat sektöründe faaliyet gösteren Japon Kongo Gumi şirketidir. 578 yılında kurulan şirket 14 asır yaşadıktan sonra 2006 yılında iflas etmiştir. Otelcilik sektöründe faaliyet gösteren bir başka Japon şirketi ise (Nisiyama Onsen Keiumkan) 705 yılında kurulmuştur ve hala hayattadır.
Yapılan araştırmalara göre Japonya’da 200 yaşın üzerinde firma sayısı 3100’ün üzerinde, Almanya’da 800’den fazladır. Ülkemizde sadece 1’dir.
Bir işletme kurulurken esas olarak kısa süreli faaliyette bulunma ve kısa vadeli kazançlar amaçlanmaz. İşletme yönetiminin amacı hep en büyük olmak ve hep çok kazanmak olursa sonuçlar hiçbir zaman beklendiği gibi olmamaktadır. Ülkemizde ne yazık ki şirket kuruluşlarında genel yaklaşım bu olduğu için işletmeler uzun ömürlü olamamaktadır. Toyota Başkanı bir röportajında, büyük olmak gibi bir hedefimiz yok, sadece en iyi olmayı hedefliyoruz demiştir.
Bütün bu açıklamalar gösteriyor ki, işletmelerin kalıcı olmak ve iyi olmak konusunda daha yapıcı ve istekli olmaları gerekiyor.
Çevre analizleri konusu da bir yerde, kalıcı olmanın ve en iyisi olmanın bir gereğidir. Çevre analizleri hizmetleri, ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşları tarafından akredite edilen birçok laboratuvar tarafından verilmektedir. Bu çerçevede verilen hizmetler esas olarak şu başlıklar altında toplanabilir:
- Emisyon ölçümleri (örneğin, baca gazı emisyon ölçümü, bacada islilik analizi, toplam organik karbon ölçümü, ağır metal ölçüm ve analizleri, toplam halojen örnekleme ve tayini, uçucu organik bileşikler ve buhar tayini, amonyak ölçüm ve analizi, sülfürik asit ölçüm ve analizi, poliaromatik hidrokarbon ölçümü)
- İmisyon ölçümleri (örneğin, çöken toz ölçümü, ortam havasında uçucu organik bileşik ölçümü, ortam havasında gaz ölçümü, ortam havasında ağır metal ölçümü, ortam havasında maruziyet ölçümleri)