Titreşim Ölçümleri
Titreşimler, iş makinelerinin çalışmaları sırasında oluşturdukları ve yaydıkları ve çalışanların vücudu tarafından hissedilen mekanik salınım hareketleridir. İşletmelerde kullanılan çeşitli makineler ve donanımları eğer doğru bir şekilde sabitlenmemiş ve dengelenmemiş ise, ortaya çıkan titreşimler, olması gerekenden daha fazla oluşmaktadır. Bu titreşimler, bir yandan ortamda gürültüye neden olurken, bir yandan da makineler üzerinde yüksek gerilim, aşınma ve yıpranma gibi istenmeyen sonuçlara neden olurlar.
Sanayide üretim sırasında oluşan bu titreşimlerin çoğunu el ve el parmakları ile kollara ulaşan titreşimler oluşturmaktadır. Titreşime neden olan araçlar ise genelde taş kırma, asflat kesme makinaları, ormancıların kullanığı elde taşınabilir testereler, kömür ve maden ocaklarında kullanılan pnömatik çekiçler, atölyelerde kullanılan parlatma ve rende makinaları ve genel olarak elektrikli el aletleridir.
Esas olarak bu araçlar vurarak, dönerek veya aynı anda her iki şekilde çalışırken titreşime neden olurlar. Ancak yol yapım, bakım ve onarım makinaları, dokuma tezgahları ve benzeri bir takım makineler, çalışanlarda tüm vücudu etkilemektedir.
Bu şekilde ister tüm vucudun olsun isterse sadece el ve kollarda olsun titreşime maruz kalan çalışanlar, yorgunluk, dikkat dağılması, sakatlıklar, iş kazaları, ortopedik rahatsızlıklar ve benzeri fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar duyabilir. Bu durum çalışanların performansını düşürür ve yaşam kalitesini olumsuz şekilde etkiler.
Kısaca mekanik titreşimler çalışanlar üzerinde iki şekilde etkili olmaktadır:
- El ve kol titreşimi: Çalışanlarda el ve kol sistemine aktarıldığı zaman, çalışanların sağlık ve güvenliği için risk ortaya çıkaran ve özellikle kemik, eklem, damar, sinir ve kas bozuklukları meydana getiren mekanik titreşimlerdir.
- Bütün vücut titreşimi: Çalışanlarda vücudun tümüne aktarıldığı zaman, çalışanların sağlık ve güvenliği için risk ortaya çıkaran, özellikle omurgada travmaya neden olan veya bel bölgesinde rahatsızlık yaratan mekanik titreşimlerdir.
2012 yılında çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca, iş sağlığı ve güvenliği bakımından işverenler, çalışma ortamlarına ve çalışanların bu ortamda maruz kaldıkları risklere yönelik gerekli ölçüm, analiz ve değerlendirmeleri yaptırmak zorundadır. Bir yıl sonra bu yasaya dayanılarak çıkarılan Çalışanların Titreşimle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik gereğince de işverenler, işyerinde risk değerlendirmesi yapmak ve çalışanların maruz kaldığı mekanik titreşim düzeylerini belirlemek, gerekiyor ise ölçümler yaptırmak ve mekanik titreşime maruziyet değerlerini belirlemek zorundadır. Bu ölçümler, İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analizi Yapan Laboratuvarlar Hakkında Yönetmeliği esaslarına göre yerine getirilir.
Bu yasal düzenlemeler işverenlere bir takım zorunluluklar getirmektedir. Çalışanların, çalışma ortamında mekanik titreşime maruz kalmaları yüzünden ortaya çıkan sağlık ve güvenlik risklerinden korumak ve bu yönde gerekli önlemleri almak zorundadır. Bu amaçla işverenler titreşim ölçümü yaptırmak, sonuçlarını yasal düzenlemelerin öngördüğü maruziyet sınır değerleri ve maruziyet eylem değerleri ile karşılaştırmak ve gerekli durumlarda önlem almak zorundadır.
Yetkili laboratuvarlar tarafından titreşim ölçümleri kapsamında işletmelere şu hizmetler verilmektedir:
- Makine üzerinde titreşim ölçümü
- Kişi üzerinde (bütün vücut, el vekol) titreşim ölçümü
Bu ölçümler sırasında yasal düzenlemeler tarafından öngörülen şu kriterler esas alınmaktadır:
- El ve kol titreşimi için,
- Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet sınır değeri, 5 m/s2
- Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet eylem değeri, 2,5 m/s2
- Bütün vücut titreşimi için,
- Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet sınır değeri, 1,15 m/s2
- Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet eylem değeri, 0,5 m/s2
Laboratuvarlar bu yasal düzenlemelerden açıklanan kriterler yanında Türk Standartları Enstitüsü tarafından yayınlanan standartları da dikkate almaktadır.