Gıda sektöründe gıdaların ilk kalite kontrolü rengi ile yapılmaktadır. Gıdanın rengi eğer tüketiciyi etkilemiyorsa, o gıdanın aroması, tadı, besin değeri gibi diğer özellikleri iyi olsa bile baştan puan kaybetmektedir. Meyve ve sebzelerin rengi, bunların olgunlaşması ile doğrudan ilişklidir. Örneğin domates olgunlaşırken rengi yeşilden kırmızıya döner, buna karşılık fasulyenin rengi yeşilden sarıya dönerken, kartlaşmasını ifade eder. Gıdaların rengi kabuklarında ve iç dokularında yer alan pigmentler ile ilgilidir.

Temel renkler kırmızı, mavi ve yeşildir. Beyaz ışık aslında bu üç renkten oluşur. Başka renklerin karşımı ile elde edilemeyen bu üç renge birincil renkler denir. Diğer bütün renkler bu üç rengin karışımı ile oluşur. Bir cam prizmadan geçen beyaz ışık, yedi renge dönüşür. Mor, lacivert, sarı, turuncu, mavi, yeşil ve kırmızı olan bu yedi renk ana renklerdir.

Eğer bir madde üzerine gelen ışığı emiyor ve hiç yansıtmıyorsa bu madde siyah renklidir. Eğer ışığın bütün renklerini eşit olarak yansıtıyorsa bu madde beyaz renklidir. Ancak ışığın bazı renklerini emiyor bazı renklerini yansıtıyorsa, bu madde yansıtılan ışığın rengindedir. İnsan gözü normalde on milyondan fazla farklı rengi ayırdedebilir. Ancak insanların renk bellekleri zayıftır ve renkler sayısal olarak ifade edilemez. O nedenle renkleri tanımlamak ve ayırdedebilmek amacı ile renk ölçüm sistemleri geliştirilmiştir.

Gıda sektöründe renk ölçümü için Hunter kolorimetresi dahil bir takım araçlar kullanılmaktadır. Ayrıca pigment tayini ile de renk tespit çalışmaları yapılmaktadır. Bunun dışında karşılaştırma ilkesine dayanan çözeltiler, filtreler ve renk skalaları gibi renk ölçme sistemleri uygulanmaktadır.

Bu sayılan yöntemler yanında daha bilimsel anlamda Uluslararası Aydınlatma Komisyonu (CIE) Lab sistemi gibi sistemlere de başvurulmaktadır.

Yetkili laboratuvarlarda fiziksel analizler kapsamında renk analizleri de yapılmaktadır. Bu çalışmalarda ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından çıkarılan standartlar esas alınmaktadır.