Tuzluluk (%) Tayini (Kullanım Sularında)
Kullanım sularında tuzluluk miktarı, bazı sanayi atıkları ve deniz suyu analizlerinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Tuzluluk kimyasal olarak şu şekilde tanımlanmaktadır: karbonatlar oksitlerine çevrildiği zaman, bromür ve iyodürler klorürlerle yer değiştirdiği zaman ve organik maddeler oksitlendiği zaman sudaki toplam katı madde miktarına tuzluluk denmektedir.
Kullanım suyunda tuzluluk miktarını tespit etmeye yönelik elektriksel iletkenlik yöntemi veya hidrometrik yöntem ya da arjantometrik yöntem gibi farklı yöntemler bulunmaktadır. Laboratuvar ve arazi ortamlarında bu yöntemler arasında arjantometrik yöntem en uygun olanıdır. Arjantometrik yöntem, nispeten temiz olan ve bir litresinde 0,15 ile 10 mg klorür bulunan su analizlerinde tercih edilmektedir.
Güç çözünen maddelerin titrasyon yöntemi kullanılarak tespit edilmesi için uygulanan yöntemlere çöktürme titrasyonları denmektedir. Bu yöntem ile daha kolay ve daha güvenli sonuçlar elde edilmektedir. Çöktürme titrasyonlarında eğer çözelti olarak gümüş nitrat çözeltisi kullanılıyorsa, bu titrasyonlara arjantometri adı verilmektedir.
Suda klorür miktarı yükseldiği zaman suda fazlası ile tuzluluk tadı oluşur. Bu tuzluluk şehir su şebeke sistemlerini, evlerde şofbenleri, çamaşır makinelerini ve bulaşık makinelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Klorür bütün doğal ve kullanılmış sularda yaygın şekilde bulunan bir bileşiktir.
Sularda sodyum klorür şeklinde, ya da kalsiyum klorür veya magnezyum klorür olarak bileşikler şeklinde bulunur. Sudaki klorür içeriği sodyum klorürden ileri geliyorsa, suda belirgin bir tuzluluk tadı oluşur. Yüksek oranda tuz içeren sular metalik borulara ve sus sistemlerine zarar verir.
Yetkili laboratuvarlarda fiziksel analizler kapsamında kullanım sularında tuzluluk tayini analizleri de yapılmaktadır. Bu çalışmalar sırasında, yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlara ve genel kabul görmüş test yöntemlerine de uyulmaktadır. Bu sayede güvenilir ve tarafsız sonuçlar elde edilmektedir.