Deterjan Miktarı Tayini
İçme sularının kalitesi, geçtiğimiz yüzyılda daha çok kolera ve tifo gibi bulaşıcı hastalıklara yol açan patojenler bakımından ele alınıyordu. Bugün de aslında su ile bağlantılı olan ve sudan geçen hastalıkların kontrolü ciddiyetini korumaktadır. Ancak, son yıllarda bazı metallerin zehirleme etkileri farkedildikçe ve tarımsal ve sanayi olarak bir takım organik kimyasal maddelerin üretimi ve kullanımı yaygınlaştıkça, içme sularındaki kirletici maddelerin kontrolü daha önemli olmuştur. Bu kirleticiler tarafından yüzey sularının da zarar görmesi üzerine bu organik kimyasalların doğa üzerinde de ciddi etkileri olduğu fark edilmiştir.
Bugün çeşitli faaliyetlerle oluşan kirleticilerin sayıları hızla artmakta ve bunlar gittikçe daha fazla insan sağlığını tehdit etmektedir. Bu kirleticiler arasında deterjanlar da önemli bir yer tutmaktadır. Formüllerinde birçok kimyasal bileşik bulunan deterjanlar, atık sular ile birlikte yüzey sularına karışmaktadır. İyi arıtılmamış bu sular yeniden içme suyu ve kullanma suyu olarak geri dönerken içinde deterjan kalıntıları olabilmektedir.
İçme ve kullanma sularına karışan deterjanlar, suda tat ve koku problemi yaratmanın yanı sıra köpüklenmeye de neden olmaktadır. Ayrıca uzun süre deterjan yutulması insan vücudunda kanserojan etki yapmaktadır. Evsel atıklar ve sanayi atıkları yüzünden yüzey sularına deterajan atıkları karışmaktadır.
Bir takım standartlarda içme sularında detejan değerleri şu şekilde tespit edilmiştir:
- Türk Standartları Enstitüsü TS 266 standardına göre 200 5 μg/l
- EPA (Amerika Çevre Koruma Ajansı) standardına göre 500 5 μg/l
Yetkili laboratuvarlarda, kimyasal testler kapsamında içme ve kullanma sularında deterjan miktarı tayini çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalarda ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından çıkarılan standartlar esas alınmaktadır. Sularda deterjan tayini için esas alınan strandart şudur:
- TS 266 Sular - İnsani tüketim amaçlı sular