Anyonik Aktif Madde Tayini
Sabuna benzer maddeler, MÖ 2500’lü yıllarda Sümerliler taraından da kullanılmış. O tarihlerde sabuna benzer bileşikler, zeytinyağına odun külü katılarak kaynatılması sonucunda elde edilmiştir. Daha sonraları Mısırlılar, Romalılar, Cermenler ve Galyalılar da yüzey aktif maddelere benzeyen bu maddeleri yağdan elde etmişlerdir. Orta Çağ’da da sabuna benzeyen ürünler, yağlara odun külü karıştırılarak elde edilmiştir. Bugün kullanıldığı şekli ile sabun ilk defa sentetik olarak ondokuzuncu yüzyıl başlarında üretilmeye başlanmıştır.
Yirminci yüzyılda çamaşır makinelerinin üretilmesi ile birlikte temizlik ürünlerine olan talep artmıştır ve bu yıllarda yüzey aktif maddelerden üretilmesi kolay olan temizlik madeleri üretilmeye başlanmıştır. Yüzey aktif maddeler, suda veya su içeren bir çözeltide çözündüğü zaman yüzey gerilimini düşüren kimyasal bileşiklerdir.
1980’lerin başına kadar yüzey aktif madde üretiminde, biyolojik olarak geri dönüşümü daha kolay olan Alkil Benzen Sülfona’lar kullanılmıştır. Ancak 1980’li yıllardan itibaren yüzey aktif maddelerin doğaya zarar verdikleri ortaya çıkmış ve üretim yapan işletmelerin birçoğu bu konu üzerine eğilmek zorunda kalmışlardır. Bunun üzerine başka bir yüzey aktif madde olan Alkil Poli Glikozit üretilmiştir. Bu madde içinde şeker kalıntı molekülleri bulunduğu için bu tür aktif maddeler iyonik olmayan yüzey aktif maddeler grubuna girmiştir.
Bugün artık yüzey aktif maddelerde aranan temel özellik, doğada hemen bozulma derecesine sahip olmalarıdır. Bu özellik, yüzeyin gerginliğini kaybetmesini ifade etmektedir. Üretim sırasında yapılarına katılan organik bileşikler ile bu maddelerin doğada geri kazanımı sağlanmış olmaktadır.
Yetkili laboratuvarlar tarafından gerçekleştirilen temel fiziksel ve kimyasal analizler kapsamında anyonik aktif madde analizleri de yapılmaktadır. Bu analizleri yapacak laboratuvarların mutlaka ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşlarından, TS EN ISO/IEC 17025 Deney ve Kalibrasyon Laboratuvarlarının Yeterliliği İçin Genel Şartlar standardına uygun olarak akredite olmaları gerekmektedir.